karınca

Karınca

4.9/5 - (16 votes)

Boyut: karınca boyları 0.5 – 5 cm arasında türüne göre değişmektedir.

Kayıtlara geçen en büyük karınca türü Titanomyrma giganteum türüne ait Kraliçenin uzunluğu 6 cm olarak olarak ölçülmüştür.

 

Renk: Çoğu karınca türü kırmızı, siyah veya kahverengi renktedir, ancak bazıları yeşildir.

Bazı tropikal karınca türleri ise metalik bir parlaklığa sahip olabilir.

 

Baş: bir çift bileşik göz, gözler, iki anten ve güçlü çene (çene) dahil olmak üzere birkaç duyu organından oluşur.

 

Dış iskelet: Vücutlarını koruyan ve kaslar için bir bağlanma noktası sağlayan bir kabuğa sahiptirler.

 

Mezozom: Bacak ve kanatların bağlandığı vücutlarının orta kısmı anlamında gelir.

Bir nevi göğüs kafesi olarak bilinir.

 

Metasoma: vücutlarının arka kısmında bulunan ve Solunum (trakea), boşaltım ve üreme sistemlerini içeren bölümdür.

 

Bacaklar: Göğüs kafesine bağlı olan bacaklarında, eşyalara tutunmalarına ve yüzeylere

tırmanmalarına yardımcı olan çengelli bir yapı bulunur.

 

Kanatlar: Sadece üreyen karıncaların, erkeklerin ve kraliçelerin kanatları vardır.

Kraliçeler çiftleşme uçuşlarından sonra kanatlarını dökerler.

 

 

Karınca, antenleri ve düğüm benzeri ince belleriyle ayırt edilen Formicidae familyasının sosyal, küçük böcekleridir. Türe bağlı olarak milyonlarca karınca içerebilen organize kolonilerde yaşarlar. Bir kolonide tipik olarak üç tür karınca bulunur: kısır kadın işçi karıncalar, asker karıncalar, Çiftleşmek için hazır erkek karıncalar ve kraliçe karıncalar

 

Hayvanlar aleminin en ufak ve en çalışkan canlılarından olan karıncaların binlerce türü vardır, karıncalar koloni halinde yaşarlar. Baş göğüs ve karın olmak üzere vücutlarında 3 bölüm vardır.  3 çiftten toplam altı ayakları vardır, ağızlarında kesici kıskaçları ve başlarının üstünde bir çift iletişimi sağlayan anten vardır.  Boyun ve bel kısımları oldukça incedir. Hem ot hem de et ile beslenebilirler. Boyu türüne göre mm den başlar santimlere ulaşır.

 

Karınca yuvasını yaşadığı mekanın derinlerine kadar kazarak kendisi yapar. Böcekler alemi içerisinde en çalışkan olarak bilinir. Gününün 15-18  saatini çalışarak geçirir.  Karıncanın kas yapısı itibariyle bir insandan -bedenine göre- yüzlerce kat daha güçlü olduğu görülmektedir.  Karıncalar genellikle kendi vücut ağırlığının 50- 55 katı kadar ağırlığındaki cisimleri kolayca kaldırabilirler. Karıncalar yuvalarına götürdükleri yaprakları yemez, bu yapraklar üzerinde mantarlar üreterek o mantarları yerler. Aynı zamanda karıncalar ölü böcek ve hayvanları da yiyebilirler.

 

Karıncalar besinine ulaşmak için başucundaki antenleri ile yiyeceğinin yerini tespit edebilirler. Her karınca grubunun işi birbirinden farklılık arz eder.
Karıncalar yaptığı işe göre farklı isimlerle anılırlar.  Bunlar: işçi karınca, savaşçı karınca, çöpçü karınca, köle karınca, böcekçi karınca, kraliçe.
Ev, iş yeri, ofis ve diğer mekanlarınızdaki karıncalarla mücadele için şirketimizden bilgi ve destek alabilirsiniz. İsterseniz kargo ile karınca ilacı gönderimi yapmaktayız.

 

Karınca Asidi

 

karınca asidi

 

Formik asit adını Latince karınca adı olan “formika” dan almıştır. Bir ingiliz doğa bilimci, bu asidi karıncalardan elde eden ilk kişi olarak bilinmektedir. 1700 lü yıllarda karıncaların vücutlarını damıtarak elde etmiştir.

 

Karıncalar formik asidi hem dezenfeksiyon hem de savunma ve saldırı amacıyla kullanırlar. Karıncalar kendilerini korumak veya diğer canlılara saldırmak için ısırırlar. avlarını çeneleriyle tutarlar. Bazı türler daha sonra avnı sokar. İğne vücudun arka kısmında bulunur ve toksik bir salgı enjekte eder. Bu zehir formik asit içerir. Bazı karıncalar ısırır ancak zehirli kimyasalları ile sokmaz veya zehir salgılamazlar.

 

Karınca alt ailesinin Formicinae olarak bilinen türleri, sokmak yerine karınlarının ucundaki asidopor adı verilen bir açıklığa sahiptir. Asidopor, gerektiğinde karıncanın zehir bezinden bir formik asit sıvısı salgılar. Odun karıncaları, sarı çılgın karıncalar ve sarımsı kahverengi çılgın karıncaların tümü Formicinae alt ailesine aittir.

 

Sarı çılgın karıncalar (Anoplolepis gracilipes) istilacı ve çok yıkıcı haşerelerdir. Ne ısırırlar ne de sokarlar, ancak avlarını etkisiz hale getirmek için formik asit püskürtürler. Karıncalar sarı-kahverengi renktedir ve uzun bacakları ve antenleri vardır. Rahatsız olduklarında çılgınca davranışlarıyla tanınırlar.

 

Bazı karın türleri karınca yuvası etrafında çok yoğun formik asit salınımı yaparlar. Bu onların hem yön tarifi hem de yuvalarına diğer zararlı yırtıcıların yaklaşmasını engellemek içindir. Aynı zamanda kendilerini parazitlere karşı dezenfekte ederler.

 

Karınca Isırığı

 

karınca ısırığı

 

Karıncaların çoğu türü özellikle savunma içgüdüsüyle ısırabilirler. Saldırı içgüdüleri kuvvetli olan birkaç tür vardır. Bununla birlikte özellikle asker karıncaların çeneleri güçlüdür.

 

Asıl tehlike onların yuvalarını fark etmediğinizde ya da toplu şekilde birçok karınca tarafından ısırılmak veya sokma vakası yaşadığınızda meydana gelebilir.

 

Karıncalar Isırırlar mı yoksa Sokarlar mı?

 

Tüm karınca türlerinin çenelerinin olduğunu bilmek önemlidir, bu da teorik olarak hepsinin ısırılabileceği anlamına gelir. Türler arasındaki fark saldırganlıklarıdır.

 

Bazı türler kendilerinden çok daha büyük bir rakiple karşı karşıya gelmek istemezler. Bazı türler ise tehdit altındayken sahip oldukları her şeyle saldırırlar.

 

Bununlar birlikte karıncalar sadece ısırmaz. Bazı türlerin iğnesi vardır ve sokabilir. Bazı türler ise formik asit salgılayarak zarar verirler. Tüm bu aktiviteler tahrişlere, kızarıklıklara ve alerjik belirtilere sebep olabilir.

 

 

Kraliçe Karınca

 

Kraliçe Karınca

 

Kraliçe karınca, kolonisinin geri kalan üyelerinden farklı birçok özelliğe sahiptir.

 

Kraliçe karıncalar çok uzun ömürlü olabilirler. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda 30 yıl yaşayan kraliçe karıncalar belgelenmiştir.

 

Vahşi doğada, 10 yaş üzeri kraliçe karıncalara rastlamak mümkündür. Diğer üyelerin ömrü 1 aydan 2 yıla kadar sürebilmektedir.

 

Kraliçe karınca neredeyse her zaman kolonilerinin diğer üyelerinden daha büyüktür. Bu büyüklük kraliçenin yumurta bırakmasına yardımcı olur. Aynı zamanda kraliçelerin genelde kanatları bulunduğundan kütle olarak büyük olmaları normaldir.

 

Aslında kraliçe karıncayı tanımlarken en dikkat çeken kısım boyun altındaki geniş göğüs kısmıdır.  Kraliçe karıncalar çiftleşme sonrası kanatlara ihtiyaç duyulmadığı için kanatlarını bırakırlar.

 

Kraliçe karınca kolonide tüm türlerin kendisine hizmet ettiği karıncadır. Tüm karıncalar onun beslenmesini, temizliğini ve yumurtalarını güvence altına almak için sürekli etrafında olurlar.

 

Asker Karınca

Asker Karınca

 

Asker karınca, karınca yuvasını güvende tutmada hayati bir rol oynar. Kraliçe karıncayı korurlar ve koloniyi savunurlar. Avlarını öldürebilirler ve yiyecek veya malzeme aramak için düşman kolonilerine saldırabilir ve hatta diğer kolonilerin yumurtalarını rehin alırlar.

 

  1. Asker karıncaları işçi karıncalarından daha büyüktür

Asker karıncaları diğer üyelerden daha büyüktür. Başları ve çeneleri düşmanlara saldırmalarına yardımcı olmak için çok daha geniş ve güçlüdür.

Orta ve Güney Amerika’da bulunan ve kurşun karıncası (Paraponera) olarak bilinen türün ısırığı insanlar için ölümcül değildir fakat acıları kurşun yarası ile kıyaslanmaktadır.

 

  1. Yaralılarını savaşta tedavi ediyorlar

Asker karıncaları Diğer karınca yuvalarına saldırırken, bir karıncanın uzvunu kaybetmesi, yaralanması veya öldürülmesi durumunda bir kimyasal salgılayarak yardım talep edebilirler. Böylece yardıma gelenler onları yuvalarına geri götürebilir.

 

  1. Asker karıncaları “yeniden programlanabilir”

Tür farklılıklarına rağmen, çeşitli karınca türleri neredeyse aynı genleri paylaşır. Karınca yuvasındaki rollerinin atanmasının gelişimin erken dönemlerinde gerçekleştiği anlamına gelir.

Asker karınca, laboratuvarda belirli maddelerin verilmesi sonucu işçi karınca gibi davranmaya başlayabilir. Ancak bu durum yumurtadan çıktıktan sonra en fazla beş gün boyunca yapılabilir.

 

  1. Bir organ rollerini belirler

Kolonideki asker ve işçi karıncaların oranının dengede tutulması gerekir ve tüm larvalar asker karınca olamaz.

 

Temel fark, gelişimin son aşamalarında ortaya çıkan körelmiş bir organ gibi görünmektedir. Bunlar, kraliçelerde ve doğurgan erkeklerde daha sonraki gelişimde kanatlara yol açan kanat diskleridir.

 

Kanat diski harici kontrolüne göre hangi karıncanın asker, işçi veyadiğer üyeler olabileceğini fiziksel olarak da kontrol ediyorlar.

 

  1. Asker karıncaları bir ordu gibi hareket eder.

Tehlike ve tehdit algılandığında diğer üyelere bu yarıyı verirler. Böylece larvalar ve kraliçe güven altına alınırken asker karıncalarda hep birlikte saldırı yada savunma konumuna geçerler.

 

Karınca Yuvalarının Ağzı Hangi Yönü Gösterir ?

 

Karınca Yuvalarının Ağzı Hangi Yönü Gösterir

 

Karınca yuvalarının işaret ettiği yön, karınca türüne ve yuvanın konumuna bağlı olarak değişebilir. Bazı karınca türleri yuvalarını, güneş ışığından ve sıcaklıktan yararlanmak için girişin belirli bir yöne yönlendirileceği şekilde inşa eder. Örneğin, sabah güneşini yakalamak için yuvalarını doğuya bakacak şekilde inşa ederken, diğerleri gün boyunca maksimum güneş ışığı almak için güneye bakacak şekilde inşa edebilir.

 

Bununla birlikte, tüm türler yuvalarını belirli bir yönelimle inşa etmez. Bazı türler yuvalarını çeşitli yönlerde ve hatta yeraltında inşa ederek yönelimlerini belirlemeyi zorlaştırabilir.

 

Bu nedenle karınca yuvalarının işaret ettiği yön her zaman tutarlı değildir ve karınca türü, yeri ve çevre koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir.

 

 

Kanatlı Karınca

 

Kanatlı Karınca

 

Kanatlı karıncalar aslında farklı bir karınca türü olmayıp karıncaların üreme dönemi aşmasında bulundukları bir formasyondur. erkek ve dişi genç karıncalar çiftleşme olguğuna eriştikleri dönemde kanatlara sahip olurlar. Yeni koloni kurmak ve kolonilerini devam ettirmek için uçarak yeni alanlar arar ve o bölgelere yumurtalarını bırakırlar. çiftleştikten sonra kanatlarını bırakırlar .

Kanatlı karıncalar hakkında çok daha fazlasını öğrenmek için Mutlaka tıklayınız: Kanatlı karınca 

 

 

Karınca Yuvası

 

Karınca Yuvası

 

Karınca yuvası, karınca türüne ve yaşadıkları ortama bağlı olarak boyut ve karmaşıklık açısından büyük farklılıklar gösterebilir. Bazı karıncalar, tek odacıklı veya tünel sisteminden oluşan basit yuvalar inşa ederken, bazı türler ise birbirine bağlı birçok oda ve tünele sahip ayrıntılı yeraltı yuvaları inşa eder.

 

Karıncalar ayrıca çevrelerini ihtiyaçlarına göre düzenleyebilme yeteneğine sahiptir. Türlerin bir kısmı zeminin altına girmekten ziyade üst kısımda yada ağaçlarda kullanabilecekleri malzemelerle yuvalarını inşa ederler.  Bir kısmı ise  yeraltı tünellerini ve odaları kazarak yuvalarını hazır hale getirirler.

 

Karınca yuvası barınma ihtiyacını karşılamanın yanında güvenlik, iç alandaki sıcaklık, gıda depolama ve nem seviyesini koruma gibi parametrelere dikkat ederek yapılır.

 

Özet olarak karıncaların yuvaları yeteneklerini olağanüstü sergileyerek oluşturdukları karmaşık fakat bir o kadar da işlevsel  yaşam alanlarıdır. Bu durum aynı zamanda onların oldukça sosyal haşereler olduklarının ispatıdır.

 

Karınca Yumurtası

 

Karınca Yumurtası

 

Karınca yumurtası oval şekillidir ve genellikle beyaz veya yarı saydamdır. Karınca türüne bağlı olarak yumurtaların boyutları 1 mm ile yaklaşık 3 mm arasında değişen ölçülerdedir.

 

Karınca yumurtaları, koloninin üremesinden ve korunmasından sorumlu olan kraliçe tarafından üretilir.

 

Yumurtalar, işçi karıncalar tarafından beslenen larvalara dönüşür. Sonrasında ise yetişkin olmadan önceki evre olan pupa evresine geçer.

 

Bazı kültürlerde bu yumurtalar besin olarak tüketilirken, bazı sektörlerde ise güzellik ve estetik amaçlı kullanılmaktadır.

 

Karınca Türleri

 

Karınca türleri

 

Entomologlar 12.000’den fazla karınca türünü sınıflandırdılar, ancak bugün yaklaşık 22.000 türün var olabileceği tahmin ediliyor. Yaygın olarak bulunan bu karınca türlerinden bazıları görselde verilmiştir.

 

Kırmızı Karınca

 

Kırmızı karınca veya ateş karıncası olarak bilinen bu karınca türü en agresif türlerden birisidir. Saldırganlıkları oldukça ünlüdür. İğneleri vardır ve saldırı ya da savunma esnasında sokarlar. Bu sokma esnasında insan vücudunu rahatsız eden ya da alerjik sonuçlara sebep olabilen bir kimyasal zehir enjekte ederler.

 

Ateş karıncalarının baş ve göğüs kısmı kırmızıdır. Arka kısımları ise siyahtır.  Boyutları 0.2-0.5 cm arasındadır. Ateş karıncası işçilerinin zehir enjekte eden bir iğnesi ve ısırmak için kullanılan çeneleri vardır.

 

Kırmızı karıncalar tipik olarak toprağa yuva yaparlar ve yuva höyüklerini hemen hemen her türlü toprakta inşa ederler. En çok çimler, tarlalar ve meralar içeren güneşli yerleri tercih ederler.

 

Kırmızı ateş karıncalarının, ısıyı daha çok emen ve yayan araba yolları ve kaldırımların yakınında yuva inşa etme eğilimi vardır. Bununla birlikte çürümüş ağaç kütükleri, ağaçların yakını ve binaların altına da yuva yapmaktadırlar.

 

Büyük bir kırmızı ateş karıncası kolonisinde 250.000 kadar işçi karınca olabilir. Ortalama Kırmızı karınca kolonisi yaklaşık olarak yaklaşık 80.000 işçiden oluşur.

 

Kırmızı Ateş karıncaları, protein içeriği yüksek yiyecekleri tercih eder. Bitkiler ve hayvanlar da dahil olmak üzere hemen hemen her şeyle beslenirler. Böcek, genç ağaç kabuğu, bitki tohumları, yağlı et, kuruyemişler, ölü, çürüyen hayvanlar onların besinleri arasındadır.

 

Karınca omurgalı mı ?

 

Karıncalar omurgasız canlılardır. Gövdeleri üç ana bölüme ayrılmıştır: baş, üç çift bacağın bağlandığı göğüs ve hayati organların bulunduğu karın bölgesinden oluşmaktadır.

 

Karıncanın vücudu, sert ve lifli bir madde olan kitinden meydana gelmiştir. Vücudu su geçirmez bir dış iskelet tarafından desteklenir ve korunur.

 

Başın her iki tarafındaki iki anten, karıncanın ana duyu organları olarak işlev görür. Karıncaların ayrıca ışığı ve gölgeleri görmelerini sağlayan birçok fotoreseptörden oluşan bir çift bileşik gözü vardır. Bununla birlikte, görme yetenekleri zayıftır ve karıncalar çevrelerini anlamak için öncelikle koku alma duyularına güvenirler.

 

 

 

 

Karınca ilaçlama

 

Karınca ilaçlama

 

Karıncalar toplayıcı olarak bir çok farklı ürünle beslenebilen ve koloni olarak yaşayan sosyal haşerelerdir. kendilerine has ince belleri ve belirgin antenleriyle kolayca tanımlanabilen bir canlıdır.

 

Evlerimizi gerek sıcaklık ve rahat barınma alanı için gerekse gıdaya kolay erişim için istila edebilirler. Bu gibi durumlarda Profesyonel karınca ilaçlama hizmeti almadan onlardan kurtulmak mümkün değildir. Bazı türler ısırabilir ve bazı türler uçabilir.

 

Evinizin yada işyerinizin içinde bir çok karınca görmek çok rahatsız edici bir durumdur.

 

Karınca ilaçlama hizmetleir ve fiyatkları hakkında daha fazla bilgi almak için Mutlaka tıklayınız: Karınca ilaçlama

 

 

KARINCAYLA İLGİLİ MERAK EDİLENLER

 

Karıncalar ne yer ?

Karıncalar toplayıcı olarak beslenen haşerelerdir. Her türlü besini tüketebilirler. Bitkiler, artık ürünler, şeker bazlı gıdalar, çürüyen bitki ve hayvan leşleri onların tükettikleri ürünler arasındadır.

Karıncalar yuvasını nerede yapar ?

karıncalar yuva yapmak için ağaç köklerini, ağaç dallarını, toprağın yeraltı kısmında yada yüzeyde topladıkları metaryellerle yuvalar yapabilirler. Yuva türe göre hem değişkenlik hemde karmaşıklık gösterir.

Karıncaların iğnesi var mıdır ?

Kırmızı ateş karıncası gibi bazı karınca türlerinin iğnesi vardır ve sokarlar.

 

 




Tıkla Ara
0 850 255 17 52
Whatsapp
Danışma